Kusmuklar


Bugün karşında oturmuş sohbet ederken sen çok mutluydun ama benim kalbim buz gibiydi. Beni hiç tanımadığını düşündüm. Sen sıcaktın ben soğuk oysa sen sıcak sanıyordun. Anladım ki kanımı tutuşturan başka hiçbir yerde göremediğim kötülüğüm, neşen beni ötelere atıyor, yalnızlaşıyorum. 



Elleri ne zaman onun teninde gezinmeye başlasa sanki kemikleri camdanmış gibi kırılmaya başlardı, önce bir patlama sesi gelirdi kulaklarına, içi dökülürdü, sevişmeyi severdi, önceki hayatında bir patlamada öldüğüne inanırdı, gelir o his adamın ellerinde yakalardı onu, kırılır dökülürdü, içindeki camlar etine saplanırdı. Acı hissetmezdi, severdi sevişmeyi, patlamanın duygusundan nefret ederdi, kulaklarındaki yankıdan hoşlanmaz, içindeki sarsıntıya ayak uydururdu.
Arkasını dönerdi adam, yorgun, uykuya hasret, etindeki camları ayıklardı kadın, üşenmez sayardı yaralarını, kapanmadan uyumazdı

Dünyaya gelmiş, kızmış, o kadar safmış ki kızmışlar, o hiç anlamamış. Saf salak seyredermiş etrafı, onun görevi seyretmek sanırmış. Üzülürmüş, keyifsiz bir üzülmeymiş onun ki, ağlarmış. Hastalanır yatarmış günlerce, canı ayağa kalkmak istemezmiş, başını döndürürmüş dünya, midesini bulandırırmış. Hastalığına alışmış, alışkanlık sanmışlar.
Safkızın dünyası ailesi olmuş önce, çok sıkılmış o dünyada, neden utandığını bilemeden utanmış.
Ayakkabılarını cebine koyar, sıcak asfaltla barışık evinden uzaklara gidermiş. İsyanını sadece kendi bilir, sessizce geri dönermiş evine.
zazu
01.12.2011

Benimle baş edemezsin, durdurman imkansız. Benim kadar çıldıramazsın. Bırak gözlerimin içine bakmayı. Çek ellerini eteklerimden. Sen insanların ölü yanlarını görmüyorsun, seslerinin arasına karışan paraziti hissedemezsin. Bir tahtaya yatırılman gerek, zombilerin arasına karışmalısın, bedenlerini kefen gibi taşıyanların arasında dolaşmalısın. Bedeninden çıkman gerek, uzaktan bakmayı bilmen gerek,keyifle değil, keyif olmaz. Keyif bedende sürülür.
Ölmüş birinin toprağının tadına baktın mı sen, bakma, acıdır, dilini uyuşturur. Dokunmaya benzemez, yanına uzanmaya, üzerine serpilmesi gerek, ağzına kaçmalı, yutmalısın, ölmelisin, ölmeden olmaz. Bunları neden anlatıyorum ki, öfkeliyim. Beni turuncu rengin kızdırıyor. Siyahlığımı koyulaştırıyorsun, git başımdan.
Tam da konturumu incelttiğimi düşündüğüm zamanlarda çıkıyorsun karşıma. Canlı sözlerin ölü yanımı hatırlıyor, sızılarım damarlarımdan sızıyor. İstemiyorum. Güneşi gördün bugün. Temiz havada dolaştım. Yaşlı bir kadın aynam oldu. Sarıldım. Çocuk yuvasından önünden geçtim. Hatırladım. Çığlığımı yutmak istedim olmadı, sabahın içine koy verdim gitti.
Git başımdan.
Kovaladıklarımın, akıttıklarımın arasına karışma.
zazu

02.02.2011


MERHABA !