28 Ekim 2011 Cuma

Bu da Benim Akıl Tutulmam

“Her şeyi devletten beklememek gerekiyormuş,” adamın teki kaykılmış anlatıyor televizyonda, e peki devleti dokunulmaz yapıp bir yere oturtan kim? Onun bir canlı bir organizma olduğunu biz biliyoruz, insanlardan oluşuyor. Hastalıklı yanı da, iyi yanı da var normal olarak. O organizmanın içinden biri “Deprem vergisi” adı altında toplanan vergilerin nereye gittiğini açıkladı. Eğitime gitmiş, çiftçiye gitmiş, yol, su, elektrik olarak bize dönmüş yani .
E güzel kardeşim bari adı üzerinde bir kısmı da adı hatırına doğru yere ay pardon deprem için harcansaydı değil mi?
“Önce halk organize olmalıymış sonra devlette elbet yardıma gelirmiş” adam konuşuyor, güzel söylüyor, Japonya da olsak, ya da New York Televizyonunda süper hatta abes bir konuşma olurdu, bu ne diyor böyle derlerdi. Biz entelektüel, oranın köylüsü!
Ona da kabul bazen salak ayağına yatmak lazım, bu sabırlı olmanın başka bir formülü, akıl sağlığı için gerekli, tamam zaten evler yıkılmasa -tüm kamu binaları yıkılmış bu arada- kendi düzenleri içerisinde bu insanlar kendi iç dinamiklerini işletip mutlaka başlarının çaresine bakarlar, devletten önce onların yaşama güdüleri var çünkü bir yerleşik hayatları kendi iç düzenleri, yaşadıkları çevreyle kurdukları bir bağ, barışıklık, bir uyumları var mutlaka. Çarpıklıkların üzerinde mutlaka insanca, içlerinden gelen yaşama güdüsüyle bir kırılma yaratıp mutlaka bir denge kurmuşlardır.
Burada ortaya ben devletim senin koruyucunum, seni eğiteceğim, bunun ücreti de şu kadar diye çıkan biri varsa o zaman normal olarak safça soruyor insan e hadi buyrun.
Herkesten önce yeter artık bu felaketlere bir son vermek lazım, bundan sonra tüm binaları biz yapacağız falan gibi siyasi söylemlerde yapamazsın aslında. Bu samimiyetsiz geliyor kulağa. Önceki deprem olalı şurada kaç sene oldu ki. Bir önceki depremden sonra sen bu vergileri zorunlu yapmadın mı, bu demektir ki deprem faktörü ortadan kalkmamış ve sen bu konuyu hep gündeminde tutacaksın.
Böyle anlamak gerekmiyor mu?
Bizim hep gündemimizdeymiş, hem hafızamızda hem de cebimizde, sonra o kadar sıradanlaşmış ki unutmuşuz bile. Nerede şimdi bizim bu zamana kadar harcadığımız performansın karşılığı.

Bizim kimsenin vereceği akla ihtiyacımız yok, tanrı herkese akıl verdi.
Bu aklı tanrı verdi, hepimiz eşitiz tanrının gözünde ve devlet içimizden insanların oluşturduğu canlı bir organizma.
O dokunulmaz bir kavram değil.

Zuhal Özden

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder